3 Haziran 2025 Salı

Machiavelli’den “Liderlik Sırları” mı yoksa onu yanlış mı anladık? 

Popüler kültürün parçası haline gelen filozofların sayısı çok azdır ve fikirleri etkili olsa bile çoğu zaman insanlar onların nereden geldiğini bilmezler.

16. yüzyıl yazarı Niccolò Machiavelli bir istisnadır.

Machiavelli'nin ismini herke biliyor ve neredeyse herkes "Machiavellian" kelimesinin ne anlama geldiğini bildiğini düşünüyor. Kurnaz ve manipülatif biridir ya da ünlü bir filozofun dediği gibi, "kötülüğün öğretmeni"dir.

Peki bu tanımlar Machiavelli için adil mi yoksa o yanlış mı anlaşıldı? Eğer öyleyse, eserlerinde neyi kaçırıyoruz?

Önce onun yaşadığı döneme bir bakalım 

16. yüzyıl İtalya'sında Floransa veya Napoli gibi bir şehir devletine hükmeden bir prens olduğunuzu hayal edin. Mutlak bir güce sahipsiniz. Bir emir verdiğinizde koşulsuz itaat ediliyor. Aleyhinizde konuştuğu veya sizi öldürme planları yaptığından şüphelendiğiniz için birini hapse atmak istiyorsanız, bunu yapabilirsiniz. Her söylediğinizi yerine getirecek askeri birliklere de sahipsiniz. Fakat etrafınız şehrinizi işgal etmek isteyen diğer şehir devletlerinin hırslı hükümdarlarıyla dolu. Bu durumda nasıl davranmalısınız? Dürüst, verdiği sözleri yerine getiren, her daim şefkatle hareket eden, insanlar için hep en iyisini düşünen bir lider mi olmalısınız?

Yoksa?

Erica Benner bir siyaset felsefecisi ve Machiavelli hakkında çok sayıda kitabın yazarıdır. Be Like the Fox (Tilki Gibi Ol) kitabında, Machiavelli'nin en ünlü eseri The Prince (Prens)'in farklı bir yorumunu sunar.

Yüzyıllardır, Prens popüler olarak tiranlar için bir “Nasıl yapmalı?” kılavuzu olarak görüldü. Ancak Benner buna katılmıyor. Aslında bunun otoriter güce karşı örtülü, neredeyse hicivsel bir eleştiri olduğunu söylüyor. 

Tilki ve Aslan Arasında Machiavelli 

The Prince (Prens)'i yazdığından bu yana geçen 500 yılda Machiavelli'nin adı tiranlıkla ve "amaçlar araçları meşru kılar" doktriniyle ilişkilendirildi. Ancak o bunu savunmuyordu. Erica Benner, Tilki Gibi Ol’da bizi, Medici prensleri sürgün edildikten sonra yeni özgürleşmiş vatandaşların özgür bir cumhuriyet kurmak için savaştığı Rönesans Floransa'sına geri götür.

Burada, Medici prensleri sürgüne gönderildikten sonra yeni özgürlüğüne kavuşan vatandaşlar özgür bir cumhuriyet kurmak için savaşır. Machiavelli hayatını bu özgürlük mücadelesine adadı. Ancak kahramanca çabalarına rağmen, Medici kısa sürede yeniden iktidara geldi. Siyasetten zorla uzaklaştırılan ve özgürce konuşması engellenen Machiavelli, tiran prenslerin hüküm sürdüğü bir çağda demokrasiyi savunmak için tilki gibi ikiyüzlülük becerilerini kullanmak zorunda kaldı. Mektuplarından, siyasi yazılarından, vurucu hiciv dramlarından, krallar ve papalarla yaptığı konuşmalardan yola çıkılarak hazırlanan Tilki Gibi Ol kitabında, Machiavelli'yi günümüzün beklenmedik kahramanı olarak ortaya konulur. 

Aslında ona göre etkili bir prens “nasıl olunmayacağını öğrenme”lidir. En önemlisi de iktidarda kalabilmektir ve bunu yapabilmek için de hemen hemen her yol mubahtır. Amacın aracı haklı kıldığı bazı koşullarda Machiavelli, ölümü onaylamıştır. Ancak bu örnekleri vermesinin amacı bu değildi. 

Bazı filozoflar Machiavelli'nin önemli bir şeyi de ifade ettiğine inanır. Belki de alışılagelmiş iyi davranışlar liderler için işe yaramamaktadır. Gündelik hayatta merhametli olmak ve size söz veren insanlara güvenmek başka şeydir, ama bir ülke ya da devletin başındaysanız diğer ülkelerin size iyi davranacağına güvenmek tehlikeli bir tutum olacaktır.

1938'de Adolf Hitler İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain'e Almanya'nın topraklarını daha fazla genişletmeyeceği sözünü verdiğinde, Chamberlain ona inanmıştı. Şimdi bakıldığında Chamberlain'in bu davranışı oldukça naif ve budalaca görünür. Machiavelli böyle bir durumda Chamberlain'e, Hitler'in yalan söylemek için binbir türlü sebebi olduğunu ve ona güvenmemesi gerektiğini söylerdi.

Öte yandan Machiavilli’nin muhtemel düşmanlara karşı aşırı gaddarca eylemleri desteklediğini unutmamak gerekir. Çoğumuz bir yöneticinin en azılı düşmanına karşı takınacağı tavırda bile bazı katı sınırlar olması ve bu sınırların da yasalarca belirlenmesi gerektiğini düşünürüz. Eğer bu sınırlar belirlenmezse, sonunda vahşi despotlar ortaya çıkacaktır. Adolf Hitler,i Pol Pot ve Saddam Hüseyin gibiler iktidarda kalmak için en sert yöntemleri uygulamışlardır. Bu yorumlar Mavhiavelli felsefesi için iyi bir reklam olmayacağı aşikardır. 


Yararlandığım kaynaklar: Felsefenin Kısa Tarihi Nigel Warburton, https://wwnorton.com/books/Be-Like-the-Fox/

Hiç yorum yok: