4 Haziran 2025 Çarşamba

Kendini Gerçekleştirme Efsanesi / Maslow İhtiyaçlar Teorisi Yanlış mı?

Kendini Gerçekleştirme Efsanesi

BİR İNSAN OLABİLECEĞİNİN EN ÜSTÜ OLABİLİR Mİ? 



Aç kal, aptal kal

Steve Jobs (2005)


Yıllardır bir teori, insan deneyimini ve insan davranışını anlamak için doğru veya yararlı bir modelmiş gibi referans noktası olmaya devam ediyor. 

“Maslow Teorisi” veya “Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi”, Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir. Maslow, insanların hayatta kalmak için önce yiyeceğe, barınağa ve sıcaklığa ihtiyacı olduğunu söyler.

İhtiyaçlar, aşağıdan yukarıya doğru sıralanır:

Psikolojik ihtiyaçlar: Yiyecek ve su, barınak, uyku, seks

Güvenlik ihtiyaçları: Güvenlik, emniyet, istikrar. Sağlık ve duygusal ve finansal güvenlik.

Aidiyet ve sevgi ihtiyaçları: Yakın ilişkiler, aile, arkadaşlar

Saygı ihtiyaçları: Prestij, başarı duyguları, ustalık, yetkinlik

Kendini gerçekleştirme: Yaratıcı faaliyetler de dahil olmak üzere kişinin tam potansiyeline ulaşması

Maslow’un "kendi kendini gerçekleştirme” açılımına göre; "Bir insan, olabileceğinin en üstü olmalıdır."

20. yüzyıl yönetiminde, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, çalışanların psikolojik ihtiyaçlarını karşılama olasılığının düşük olduğunu belirtmede bir dereceye kadar yardımcı oldu. Ancak bu ihtiyaçları karşılamak için gerçekçi olmayan bir yol sunuyordu: Kendini gerçekleştirmeye doğru ihtiyaçlar hiyerarşisinde yükselmek. Gerçek şu ki, herkes kendini gerçekleştiren bir sanatçı veya lider olmak istemez, buna ihtiyaç duymaz veya olamaz.

Tüm temel ve psikolojik ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra, bu seviyedeki ihtiyaçlarımızı gerçekleştirebiliriz. Resme ilgimiz varsa ressam olabilir, bir şeyler yaratmakta iyiysek mühendis olabiliriz. Sadece kariyer olarak da düşünmeyin. İyi bir ebeveyn olabiliriz, iyi bir eş olabiliriz. Kendimize yeni hedefler koyup, onların peşinden gidebiliriz. Olabileceğimizin en iyisi neyse, o olmaya çalışabiliriz. Bu ihtiyaç hiyerarşinin en üst basamağında yer almaktadır. Her bireyin kendine ait yetenekleri ve karakteri vardır. Birey bu kendine ait özelliklerini geliştirme ve kanıtlama ihtiyacı hissetmektedir. Fakat, bu ihtiyacın karşılanabilmesi için, diğer alt basamaklardaki ihtiyaçların yeterince karşılanmış olması gerekmektedir. Aksi takdirde bireyin kendini gerçekleştirmesi çok mümkün değildir.

Ancak, UCLA (University of California, Los Angeles) profesörü ve sosyal sinirbilim araştırmacısı Matthew Lieberman, Maslow'un insan ihtiyaçlarını yanlış anladığını savunur. Yiyecek, barınak ve sıcaklık insani ihtiyaçlarımızın temeli değildir. Lieberman, ‘Social: Why Our Brains Are Connect To Connect’ adlı kitabında, sosyal bağlantı ihtiyacımızın yiyecek ve barınma ihtiyacımızdan bile daha temel olduğunu savunuyor. 

Lieberman bir bebeğin kendi başına yiyecek, barınak ve sıcaklığı bulamayacağını söyler. Ona göre, bebekler kesinlikle çaresizdir ve hayatta kalabilmek için başkalarına güvenmek zorundadır. Kendi yiyeceklerini hazırlamaları, çevrelerinde hareket edebilmeleri, etkin bir şekilde iletişim kurabilmeleri ve modern bir ekonomiye katılabilmeleri için dil ve yaratıcı becerilere sahip olmaları yıllar alır. 

Pamela Rutledge tarafından Psychology Today dergisinde yayınlanan “ Sosyal Ağlar: Maslow'un Kaçırdığı Şey ” (Kasım 2011) başlıklı büyüleyici bir makale, Maslow'un modelinin sosyal bağlantı rolünü gözden kaçırdığına işaret eder. Pamela Rutledge, çocuklar olarak yetişkinliğe kadar hayatta kalmak için sosyal çevremize bağımlı olduğumuzdan, sosyal bağlantı olmadan hiçbir ihtiyacın karşılanamayacağına dikkat çeker. Sosyal bağlantılarımız, ilk etapta diğer ihtiyaçlarımızı karşılamamızı sağlayan şeydir.

Maslow teorisi, insanların belirli kategorilerdeki ihtiyaçlarını karşılamalarıyla, kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha 'üst ihtiyaçlar'ı tatmin etme arayışına girdiklerini ve bireyin kişilik gelişiminin, o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği tarafından belirlendiğini söz konusu etmektedir. Maslow'un kişilik kategorileri kendi aralarında bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişme düzeyi karşılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla kişilik gelişme düzeyine geçemez. Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi'nin temelinde, insan motivasyonları yatıyor. Bizi var olmaya iten, yaratıcı ürünler ortaya koymaya teşvik eden, kısaca kendimizin olabilecek en iyi versiyonu olmaya çabalamaya iten motivasyonlar..

Beş ihtiyacı ele alan bu hiyerarşi, yöneticiler tarafından çalışanların motivasyonunu daha iyi anlamak ve bunları yüksek üretkenlik ve iş tatminine yol açacak şekilde ele almak için kullanılmaktadır.

Maslow’un kuramına göre insanların ihtiyaçları sınırsızdır ve insan bir ihtiyacını giderdikten sonra başka bir ihtiyaç ortaya çıkar. Bir ihtiyacı giderme süreci içinde ise tamamıyla memnun olma/hoşnut olma durumu olası değildir. Bu esnada, giderilmemiş ihtiyaç kişi için büyük bir motivasyon kaynağıdır, bireyi güdüler ve birey neyi henüz elde etmemişse ona büyük ilgi gösterir. Fakat, ihtiyaç giderildikten sonra bu ihtiyaca yönelik motivasyon davranışlar üzerindeki belirleyici etkisini kaybeder.

Bu arada “Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” olarak bilinen bu piramidin aslında Maslow'un orijinal eserinde hiç yer almadığını da biliyoruz. İlginçtir, bir ihtiyaç piramidinin görsel temsili Abraham Maslow'un kendisi tarafından oluşturulmamıştır. Kimse kökenini bilmiyor gibi görünüyor. Ama yine de herkes paylaşıyor. Bu nedenle piramit konuyu yanlış anlamamıza sebep oluyor. Çünkü piramit bir seviye tamamlanmadan diğer seviyeye ulaşılamayacağı algısını doğuruyor. 

“Orijinalini bulmak için önce en eski esere gittim. Üniversite kitaplığımdan çevrimiçi olarak erişilebilen 1943 tarihli 27 sayfalık makaleye hızlıca göz attım. Piramit figürünü aradım. Hiçbir yerde bulunamadı. Maslow bir ihtiyaçlar hiyerarşisinden bahseder, ancak bir piramidin şeması yoktu. Acaba 1954 tarihli Motivasyon ve Kişilik kitabında olabilir mi diye merak ettim. Üniversite kütüphanesine gittim ve kitabın bir kopyasını çıkardım. Piramit de orada değil. Aslında kitabın tamamında tek bir diyagram veya çizim bile yok.” (Prof. Dr. Sarah Elaine Eaton) 

Bundan ne öğrenebiliriz? Orijinal eserler başkaları tarafından uyarlanmıştır. 

Bu çerçevede hiyearşinin genelleme yapmak için yeterli olup olmadığı da bolca tartışıldı. Örneğin bu ihtiyaçlar yaşa göre, cinsiyete göre, sosyoekonomik duruma göre değişiyor olabilir, öyle değil mi? Bir de, başta söylediğimiz gibi, bu ihtiyaçları bir piramite oturtmak oldukça yanıltıcı. Çünkü piramit, bir seviye tamamlanmadan diğer seviyelere ulaşılamayacağı algısını oluşturuyor. Halbuki insan zihni, ihtiyaçlarını paralel olarak işleyebilecek kadar gelişmiş bir makina. Bu nedenle zamana bağlı olarak bu seviyelerin bir kısmı daha önemli, bir kısmı daha önemsiz, bazıları eş zamanlı olarak eşit miktarda önemli olabilir. Birinde meydana gelen sorunlar, diğer seviyeleri her zaman hiyerarşik olarak etkilemeyebilir. 

Hepimiz açlığımızı gidermeyi amaçlayan alt basamaktan başlar ve yavaş yavaş kendimizi gerçekleştirme basamağına doğru yöneliriz. Bugün ise işler tersine döndü. İnsanlar kendilerini gerçekleştirmeye öncelik veriyor ötekilere de sıra daha sonra geliyor. Iphone’un son model cep telefonunu almak uğruna aç kalmayı tercih eden insanlar var çevremizde. Evinde sandalyesi yok ama otomobil alabiliyor kendine. 

Yani günümüzde motivasyonun esasını giderek paranın değil değerlerin oluşturduğunu görüyoruz. 

Bu tespitler Maslow’un İhtiyaçlar Teorisi’nde savunulan görüşlere ters düşüldüğünü gösterir mi sizce de? 







3 Haziran 2025 Salı

Machiavelli’den “Liderlik Sırları” mı yoksa onu yanlış mı anladık? 

Popüler kültürün parçası haline gelen filozofların sayısı çok azdır ve fikirleri etkili olsa bile çoğu zaman insanlar onların nereden geldiğini bilmezler.

16. yüzyıl yazarı Niccolò Machiavelli bir istisnadır.

Machiavelli'nin ismini herke biliyor ve neredeyse herkes "Machiavellian" kelimesinin ne anlama geldiğini bildiğini düşünüyor. Kurnaz ve manipülatif biridir ya da ünlü bir filozofun dediği gibi, "kötülüğün öğretmeni"dir.

Peki bu tanımlar Machiavelli için adil mi yoksa o yanlış mı anlaşıldı? Eğer öyleyse, eserlerinde neyi kaçırıyoruz?

Önce onun yaşadığı döneme bir bakalım 

16. yüzyıl İtalya'sında Floransa veya Napoli gibi bir şehir devletine hükmeden bir prens olduğunuzu hayal edin. Mutlak bir güce sahipsiniz. Bir emir verdiğinizde koşulsuz itaat ediliyor. Aleyhinizde konuştuğu veya sizi öldürme planları yaptığından şüphelendiğiniz için birini hapse atmak istiyorsanız, bunu yapabilirsiniz. Her söylediğinizi yerine getirecek askeri birliklere de sahipsiniz. Fakat etrafınız şehrinizi işgal etmek isteyen diğer şehir devletlerinin hırslı hükümdarlarıyla dolu. Bu durumda nasıl davranmalısınız? Dürüst, verdiği sözleri yerine getiren, her daim şefkatle hareket eden, insanlar için hep en iyisini düşünen bir lider mi olmalısınız?

Yoksa?

Erica Benner bir siyaset felsefecisi ve Machiavelli hakkında çok sayıda kitabın yazarıdır. Be Like the Fox (Tilki Gibi Ol) kitabında, Machiavelli'nin en ünlü eseri The Prince (Prens)'in farklı bir yorumunu sunar.

Yüzyıllardır, Prens popüler olarak tiranlar için bir “Nasıl yapmalı?” kılavuzu olarak görüldü. Ancak Benner buna katılmıyor. Aslında bunun otoriter güce karşı örtülü, neredeyse hicivsel bir eleştiri olduğunu söylüyor. 

Tilki ve Aslan Arasında Machiavelli 

The Prince (Prens)'i yazdığından bu yana geçen 500 yılda Machiavelli'nin adı tiranlıkla ve "amaçlar araçları meşru kılar" doktriniyle ilişkilendirildi. Ancak o bunu savunmuyordu. Erica Benner, Tilki Gibi Ol’da bizi, Medici prensleri sürgün edildikten sonra yeni özgürleşmiş vatandaşların özgür bir cumhuriyet kurmak için savaştığı Rönesans Floransa'sına geri götür.

Burada, Medici prensleri sürgüne gönderildikten sonra yeni özgürlüğüne kavuşan vatandaşlar özgür bir cumhuriyet kurmak için savaşır. Machiavelli hayatını bu özgürlük mücadelesine adadı. Ancak kahramanca çabalarına rağmen, Medici kısa sürede yeniden iktidara geldi. Siyasetten zorla uzaklaştırılan ve özgürce konuşması engellenen Machiavelli, tiran prenslerin hüküm sürdüğü bir çağda demokrasiyi savunmak için tilki gibi ikiyüzlülük becerilerini kullanmak zorunda kaldı. Mektuplarından, siyasi yazılarından, vurucu hiciv dramlarından, krallar ve papalarla yaptığı konuşmalardan yola çıkılarak hazırlanan Tilki Gibi Ol kitabında, Machiavelli'yi günümüzün beklenmedik kahramanı olarak ortaya konulur. 

Aslında ona göre etkili bir prens “nasıl olunmayacağını öğrenme”lidir. En önemlisi de iktidarda kalabilmektir ve bunu yapabilmek için de hemen hemen her yol mubahtır. Amacın aracı haklı kıldığı bazı koşullarda Machiavelli, ölümü onaylamıştır. Ancak bu örnekleri vermesinin amacı bu değildi. 

Bazı filozoflar Machiavelli'nin önemli bir şeyi de ifade ettiğine inanır. Belki de alışılagelmiş iyi davranışlar liderler için işe yaramamaktadır. Gündelik hayatta merhametli olmak ve size söz veren insanlara güvenmek başka şeydir, ama bir ülke ya da devletin başındaysanız diğer ülkelerin size iyi davranacağına güvenmek tehlikeli bir tutum olacaktır.

1938'de Adolf Hitler İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain'e Almanya'nın topraklarını daha fazla genişletmeyeceği sözünü verdiğinde, Chamberlain ona inanmıştı. Şimdi bakıldığında Chamberlain'in bu davranışı oldukça naif ve budalaca görünür. Machiavelli böyle bir durumda Chamberlain'e, Hitler'in yalan söylemek için binbir türlü sebebi olduğunu ve ona güvenmemesi gerektiğini söylerdi.

Öte yandan Machiavilli’nin muhtemel düşmanlara karşı aşırı gaddarca eylemleri desteklediğini unutmamak gerekir. Çoğumuz bir yöneticinin en azılı düşmanına karşı takınacağı tavırda bile bazı katı sınırlar olması ve bu sınırların da yasalarca belirlenmesi gerektiğini düşünürüz. Eğer bu sınırlar belirlenmezse, sonunda vahşi despotlar ortaya çıkacaktır. Adolf Hitler,i Pol Pot ve Saddam Hüseyin gibiler iktidarda kalmak için en sert yöntemleri uygulamışlardır. Bu yorumlar Mavhiavelli felsefesi için iyi bir reklam olmayacağı aşikardır. 


Yararlandığım kaynaklar: Felsefenin Kısa Tarihi Nigel Warburton, https://wwnorton.com/books/Be-Like-the-Fox/