11 Kasım 2015 Çarşamba

Her Fikir Kendi Zamanını Bekler

Zenginliğimizi ve geleceğimizi yeni fikirlere borçluyuz...
İnsanoğlu her gün enerji tarihinin en önemli icadıyla karşı karşıya kaldı ve bu durumun tekrarı gözlerinin önünde milyonlarca kez yaşandı. Kaynayan su, tencerenin ya da çaydanlığın kapağı fırlatıyor, yani ısıyı harekete dönüşüyordu fakat bir türlü gerçek potansiyel görülemiyordu. İnsanların James Watt’ın buhar gücüyle çalışan makinelerinin görebilmeleri için 400 yıl beklemeleri gerekiyordu. Çinli simyacıların barutu keşfiyle Türk toplarının Kostantinopolis surlarını yıkması arasında ise 600 yıl geçti.        
Bin yıllardır bilinen petrol, çatıların su sızdırmasını önlemek ve baltaları yağlamak için kullanılıyordu. Bununla birlikte 100 yıl öncesine kadar hiç kimse petrolün başka kullanım alanlarının olabileceği fikrine sıcak bakmıyordu. Elektriğin serüveni ise daha ürkütücüydü. Bazı bilimsel deney ve sihirbazlık gösterilerinde kullanılan elektriğin hiçbir ekonomik değeri yoktu. Ancak 200 yüzyıl sonra bir dizi icat, elektriği tüm dünyada lambanın sihirli gücüne dönüştürdü.
Unutmayın ki, her günün sonunda çıkarılacak bir ders vardır. Her ne kadar yeni bir fikrin ortaya çıkması ve yaygınlaşması binlerce faktöre bağlı olsa da fikirlerin başarılı olabilmesi için tek geçerli öge, kendi zamanını bekleyebilmesidir.

Hiç yorum yok: